Bağlılık, Değer, Kültür, Liderlik
İyi Niyet, Güven ve Paylaşım: Uzun Ömürlü İşletmelerin Sırrı
Sözlerime İdealist işletmelere İnsan Kaynakları ve çalışan mutluluğu kavramında kendilerini ölçme ve değerlendirme ortamı sunan , daha iyi olma gayreti aşılayan ve motive eden bu kıymetli organizasyon İçin Happy Place To Work ailesi nezdinde, Sayın Profesör Doktor Türker Baş Beyefendi’ye teşekkürlerimle başlamak istiyorum.
Hemen ardından da işletmelerine üst üste ikinci kez, hem de daha yüksek bir puanla ödül kazandıracak kadar memnun bir ekip kurduğu ve bunu sağlayan ortamı yarattığı için Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Bağır Beyefendiye teşekkürlerimle devam ediyorum.
Evet yeri gelmişken, şu anda hissedar ve çalışan memnuniyetini arttırabilmek için dünyanın bir başka köşesinde satış ekibimizin bizzat başında, bir fuarda olması sebebiyle katılamadığı bu güzel güne, bu ödüle giden yolun mimarı Genel Müdürümüz Sayın Mehmet Bağır adına katıldığımı ifade etmek isterim.
Madem ki ben buradayım, o zaman ben de sizlere bir müteşebbis , bir hissedar ve bir Yönetim Kurulu Başkanı penceresinden bu ödülün insan kaynakları ve çalışan memnuniyeti denince bende dile getirdiklerini paylaşayım.
Daha yeni , son bir ay içerisinde Cumhuriyet imizin kuruluş ve merhum kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk’ün ölüm yıldönümünü yâd ettik. Çocukluğumun denk geldiği dönem gereği , çoğu yaşıtlarım gibi ben de her daim istiklal marşı ve andımızla gözümü açtım ve vatan sevgisi ile kapattım. Yerli malı haftalarıyla büyüdüm.
66. Yaşındaki işletmemizin gurur duyduğum karakteristiği ; ilk günden bu yana kendi segmentinde Türkiye’ de üretilmeyenleri hem de bir çoğunu kendi teknolojileri ve teknikleri ile üreterek, sanayimize kazandırması ve ihraç da ederek vatanına net değer katan yapısı olmuştur.
Bu yolculuğun bizi bugün getirdiği noktada ise, son bir yıl içinde ürün yeniliği kriteriyle 3 ayrı “global “ patent başvurumuz yapılmış ve ürünler farklı pazarlara sunulma aşamasına gelmek üzeredir.
Yetmiş yıla yakın süredir biz bu gelişimi nasıl sağlıyoruz, nasıl sürdürebiliyoruz!
Bunun yolu Çalışan Memnuniyeti, Müşteri Memnuniyeti, Hissedar Memnuniyeti’nden geçiyor .
Hayatından Memnun Çalışan müşteriyi Mutlu eder, Memnun Müşteri de Hissedarı memnun eder.
Bu döngünün sürekliliğini sağlayabilmek de uzun ömürlü işletmeler demektir.
Nasıl yapıyoruz dedik bu işleri!,
Evet, yol arkadaşlarımızla, insan kaynağımızla yapıyoruz , ekibimizin bize verdiği özgüvenle yapabiliyoruz, insan kaynağımızın taşıdığı kurumsal hafıza ve kurumsal kültürümüzle yapıyoruz. Sekrörel bilgi birikimiyle yapıyoruz. Hangi konumda olduğu hiç farketmeksizin bir tek çalışanın , bir işletmenin istikametini iyi ya da kötü yönde ciddi şekilde değiştirdiğine defalarca şahit olduğumuz için biliyoruz ki , ancak ekibimiz kadar kabiliyetliyiz.
Bizler en büyük gücümüzün insan kaynağımız olduğunu biliyoruz.
Peki bu gücü korumak ve geliştirmek için neler yapıyoruz?
İtiraf edeyim özel bir şey yapmıyoruz.
Bir politika olarak değil, ilkelerimiz ve doğamız gereği tüm paydaşlarımıza olduğu gibi çalışanlarımıza da dürüstüz, yasalız, etiğiz, adiliz ve haklara saygılıyız. Bu saygı, sevgiyi ve bağlılığı doğuruyor ve besliyor. İşin güzeli bu bizi de motive ediyor. Ve kazandığımızda mümkün olduğunca azami seviyede paylaşmayı da seviyoruz.
Bunun en yakın örneği son genel kurulumuzda çalışanlarımıza pay edindirme uygulamaları maddelerini esas sözleşmemize eklemiş olmamızdır.
Tabi işletmecilik pratiğinde her şey toz pembe olmuyor. Bizim için çalışan ilişkilerinde en belirleyici kriter iyi niyet ve samimiyet . Bu olduktan sonra en zor sorunlar dahi mutlulukla sonuçlanabiliyor.
Bunu size bir anekdotla örneklendirebilirim. Yakın geçmişte bir çalışanımız içine sinmeyen bir durumdan ötürü başka bir personeli hedeflese de , işletmeye karşı bir dava açma gereği duydu. Yönetim olarak bizler farklı düşünüyorduk , davanın açılmasını da doğru bulmuyorduk, fikir ayrılığındaydık,
Böyle durumlarda genellikle yönetimler kapalı davranır, otoritelerini korumak için bazen de egoları gereği genellikle dava açan personelin işe devam etmesini uygun bulmazlar. Çoğunlukla tarafların iş ilişkileri davadan bağımsız olarak hemen bitirilir. Zaten davalar da genel olarak bu sürecin ardından açılır . Biz ise yönetim olarak fikir birliği içerisinde, yol arkadaşımızın tedirginliğin farkındalığıyla ve muhtemelen hiç de beklemediği şekilde, “iyi niyetli davrandığı sürece “ dava sürecinde işine devam etmesinin sorun olmayacağını, içinin rahat olmasını, adaletin hukuk yoluyla sahibini bulacağını, yine çıkacak sonucun da iş ilişkimizi sonlandırmaya sebep olmayacağı bilgisini verdik. Çok memnun oldu, o günden bu yana mesai arkadaşımızın işine daha çok sahip çıktığına ve her karşılaşmamızda Genel Müdürümüze ve bana sıcak ve yakın davrandığını memnuniyetle gözlemledim, ve bir süre sonra arkadaşımız kendi iradesiyle ve bizimle anlaşarak davasından vazgeçti. Halen iş birlikteliğimiz devam ediyor.
Ayrılıkla bitebilecek bir süreç, iyi niyetle, bir medeniyet örneğine, dahası çalışan ve işveren memnuniyetine dönüşmüş oldu.Tabi hayatın bir gerçeği olarak da tüm hikayelerimiz böyle mutlu sonla bitmiyor bitemiyor. Böyle durumlarda , bu defa kendimize getirdiğimiz bir düstur bir kural devreye giriyor “iyi niyetli “olmak, Kararı defalarca gözden geçirmek, detayları kaçırmamak .
Evet politikamız değil doğamız gereği olabildiğince babacanız, demokratız. Bunun ışığında demografimiz de dikkat çekici sanırım . Kadın Çalışan oranlarımızdan bahsedelim . Toplamda -%41 Üretimde %32 Masabaşı işlerde %56. Üst yönetimde %44 Ve yönetim kurulunda %50. Son langırt turnuvamızın şampiyonu da yine bir kadın çalışanımız .
Biz bu hikayede çok güzel günlerin yanında, binbir güçlük ve sıkıntılı tecrübeler yaşayarak geçirdiğimiz sanayi hayatımızda neden pes etmedik, neden bu sevdadan vaz geçmedik?
Çünkü en değerli varlığımızla birlikte bir hayat yaşıyoruz. Yol arkadaşlarımız insan kaynağımız. Gün sonlarında servisler dolusu insanın fabrika kapılarından çıkışını izlemek, benim için babadan geçen bir mutluluk olmuştur hep… Tam da burada kurucumuz Sayın Hüseyin Nami Özerden’i saygı, sevgi ve rahmetle anıyorum…Üreterek çalışanın evine ekmek götürmesi için bir ortam sağlamış olabilmenin tadına varmaya sanayi aşkı diyorum ben.
Ve tüm acılarına rağmen bu aşkı alevli tutan unsurlardan en kıymetlisi olan çalışanların, memnuniyet yönetimini de bugün insan kaynakları adı verdiğimiz organlara çoktan devrettik ve her fırsatta keyifli davetler alıyoruz, çikolata şelaleleri, spor organizasyonları , barbekü günleri , sanat atölyeleri, Özerden gönüllüleri , sosyal sorumluluk projeleri . Hayat böyle çok güzel, Teşekkürler insan kaynakları bölümü.
Eh bize de küçük bir detay kalıyor, bu gemiyi daha ba şarılı şekilde yürütmeye devam etmek. Türkiyemizin tüm gemilerinin, tüm filolarının, yeni ufuklara doğru güvenle, gururla yol aldığı, asırlara, mutlu ve memnun çalışanlarla , iyi bir toplumla varmak ümidiyle.
Siz de çalışanlarınıza mutlu bir iş deneyimi yaşatabiliyor musunuz?
Hemen başvurunuzu yapın! İnsan odaklı kurum kültürünüzü sergileme, olumlu bir çalışma ortamına katkı sağlayan uygulamalarınızı paylaşma, çalışanlarınızın çabalarını takdir etme ve başarılarınızı kutlama fırsatını kaçırmayın!



