UPT’de Çalışan Mutluluğu: Farkındalık, Sonuç Odaklılık ve Küresel Etki

Son İçerikler
UPT Genel Müdürü Murat Kastan, iş dünyasında mutluluğu sağlamak için yalnızca çalışan deneyimine odaklanmanın yeterli olmadığını, bunun ancak farkındalık, anlam ve sonuç odaklılıkla mümkün olabileceğini anlatıyor. Ekonomik ve sosyal belirsizliklerin yoğun yaşandığı bir dönemde, çalışan mutluluğunu sürdürülebilir kılmanın mucizevi bir başarı olduğunu vurgulayan Kastan, UPT olarak bu süreci nasıl yönettiklerini aktarıyor.
Finans ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren bir fintech şirketi olarak UPT, yalnızca Türkiye’de değil, 14 ülkede daha hizmet veren bir yapı. Kastan, çalışanlarının yaptıkları işin sonucunu doğrudan görebilmelerinin, onların iş tatminini ve motivasyonunu artırdığını belirtiyor. Bu farkındalık, şirket kültürünün temel taşlarından biri olarak konumlandırılmış durumda.
Toplumsal Kaygılar ve İş Dünyasındaki Zorluklar
Son yıllarda yapılan araştırmalar, bireylerin psikolojik kaygılarının arttığını, anlam arayışının derinleştiğini ve irrasyonel düşüncelerin yaygınlaştığını ortaya koyuyor. Kastan, bu atmosfer içinde çalışanların yüksek mutluluk seviyesine ulaşmasının ve bunu sürdürülebilir kılmanın başlı başına bir başarı olduğunu belirtiyor.
Bu noktada, çalışan mutluluğunun yalnızca bir duygu durumu değil, aynı zamanda bütünsel bir yönetim stratejisinin sonucu olduğunu vurguluyor. Özellikle fintech gibi dinamik ve rekabetçi bir sektörde, çalışanların sürece dahil edilmesi, fikirlerinin dinlenmesi ve emeğinin karşılığını görmesi şirket kültürünün temelini oluşturuyor.
UPT’nin Mutluluk Modeli: Anlam, Sonuç ve Katılım
Kastan’a göre, çalışanların mutlu olabilmesi için yaptıkları işin anlamını ve sonucunu görebilmeleri gerekiyor. UPT’de her çalışan, yaptığı işin şirketin genel başarısına ve müşterilerin hayatına nasıl dokunduğunu doğrudan deneyimleyebiliyor.
Bu modelin üç temel unsuru var:
Anlam: UPT’nin sunduğu hizmet, yalnızca finansal işlemleri kolaylaştırmaktan ibaret değil. Şirket, ülkelerinden uzakta yaşayan insanlar ve aileleri arasında finansal bir köprü kurarak onların hayatlarına dokunuyor. Çalışanlar, yaptıkları işin gerçek bir toplumsal etkisi olduğunu bilerek çalışıyor.
Sonuç Odaklılık: Şirket içinde, farklı departmanlardan çalışanlar projelerin somut sonuçlarını kısa sürede görebiliyor. Bir yurtdışı anlaşması yapıldığında, bir IT entegrasyonu tamamlandığında veya operasyon ekibi bir süreci iyileştirdiğinde, bunun rakamlara nasıl yansıdığı anında gözlemlenebiliyor.
Katılım ve Dinleme Kültürü: UPT, çalışanlarını sadece dinlemekle kalmıyor, onların geri bildirimlerini somut aksiyonlara dönüştürüyor. Son iki yılda yapılan çalışmalar, çalışan ihtiyaçlarını daha iyi anlamaya ve onların sesini daha fazla duymaya odaklanıyor.
Bu yapı, çalışanların yalnızca bir iş gücü olarak değil, şirketin ayrılmaz bir parçası olarak görülmesini sağlıyor. Öyle ki, çalışanların katkıları yalnızca şirketin finansal başarısına değil, aynı zamanda müşterilerin hayatlarını iyileştirmeye de dokunuyor.
Üç Yıl Üst Üste En Mutlu İş Yeri Ödülü
UPT, üst üste üç yıl Happy Place to Work sertifikasını almaya hak kazandı. Bu süreç, şirket için yalnızca bir ödül kazanma süreci değil, kendi iş süreçlerini gözden geçirme ve sürekli gelişme fırsatı sundu.
Bu ödül, UPT’de yalnızca çalışan bağlılığının yüksek olduğunu değil, şirketin kültürel olarak da sürdürülebilir bir mutluluk modeline sahip olduğunu gösteriyor. Kastan, bu ödülün yalnızca bir sonucu temsil etmediğini, aynı zamanda şirketin geleceğe dair yol haritasını da şekillendirdiğini belirtiyor.
UPT, çalışanlarını gerçekten dinleyen, onların ihtiyaçlarını anlayan ve her bir çalışanın yaptığı işin anlamını görebildiği bir yapı inşa ederek, finans ve teknoloji sektörlerinde insan odaklı yönetim anlayışının başarılı bir örneği olarak öne çıkıyor.

Happy Place to Work
Türkiye
Siz de çalışanlarınıza mutlu bir iş deneyimi yaşatabiliyor musunuz?
İnsan odaklı kültürünüzü öne çıkarma, fark yaratan uygulamalarınızı paylaşma, çabalarınızı ödüllendirme ve başarıyı kutlama fırsatını kaçırmayın!
